Ağaçlar altında oturup, kitabınızı okuduktan sonra, bir adımda denize girme imkanı!

NEREDE KALINIR?

Aşağı Mazı İnceyalı’nın hemen girişinde yer alan Taş Turizm Tesisleri, eski muhtar Mehmet Taş tarafından işletiliyor. Ferforje demirli kapıdan içeri girdiğinizde, karşınıza her türlü meyve ağacının yer aldığı geniş bir bahçe çıkıyor. Bunlar arasında aracınızı gölgelik bir yere park edip, deniz kıyısına doğru yürüyüşe çıkıyorsunuz.

Sahile giderken yine ağaçların altında yer alan bungalov tarzı evleri görüyorsunuz. Sahilde ise denize 15 metre ileride bulunan pansiyonun ilk kalacak yerleri var. Zaten buraya indiğinizde sizi ya tesisi işleten Mehmet Bey ya da eşi karşılıyor. Yaklaşık 20 yıl önce ilk gördüğüm gibi hala işlerinin başındalar. Mehmet Bey yine gelenlerle yakından ilgileniyor, onlara evleri anlatıyor ya da tesisi.

Mehmet Bey, tesisin çeşitli özellikleri olan 30 odası bulunduğunu belirtiyor. Bir de Yukarı Mazı’da 4 odalı butik bir evi var. Gerekirse orayı da kiraya veriyor.

Tesiste sabahları self servis her türlü sebze ve meyvenin yanında bölgede üretilen balın da yer aldığı kahvaltı var. Öğlenleri tabldot olarak bahçeden toplanan sebzelerle yapılan yemekler var. Akşamları ise et , tavuk ve balık olarak belirlenen menüler yan yemeklerle servis ediliyor.

Mehmet Bey, Mazı koylarından yakalanan kılıç, akya başta olmak üzere her türlü deniz balığının da yine geldiğini onları da yaptıklarını söylüyor.

Mehmet Bey sabah erkenden kalkıp kabak çiçeklerini topladığını, onları sonra dolma olarak hazırladıklarını söylüyor. En büyük üzüntüsü ise, artık bölgeye bir zamanlar sezonu başlatan İtalyan ve Alman turistlerin artık gelmemesi.

Eşi ise sabah akşam misafirlerine ne pişireceklerini konuşuyor. Zaten hala işletmenin mutfağı ona emanet. Özellikle öğlenleri onun elinden çıkma, kendi bahçelerinden toplanan sebzelerle yaptığı lezzetli yemekleri bir tadınca bir daha istiyorsunuz. Unuttuğumuz taze fasulye, bulgur pilavı ve cacık lezzeti büyük keyifle yeniyor.
Mehmet Bey, bölgeye turizmi ilk getiren kişilerden olarak, son yıllardaki gelişmelerden rahatsız. Hepsi kendi köylüsü olan arkadaşlarının, turizmin gelişmesiyle konuya ilgi gösterdiklerini belirtiyor

Kendisi ise ilk başladığında burayı keşfeden İtalyanlar ve Almanlar’dan turizm konusunda çok şey öğrendiğini inkar etmiyor. Yeni nesil turizmcilerin ise, turizm konusunda yetersiz olduklarından bahsediyor.

Aslında haklı da. Tesisin etrafında yer alan yeni açılan turistik pansiyon ve oteller, bölgenin ilgi görmesi üzerine turizm işine girmişler. Ama tesise gittiğinizde bir yanda inşaatı süren yeni otel odalarını, etrafta mutfakta kullanılacak malzemeleri yerde görüyorsunuz. Ortada dağınıklık had safhada. Ama talep olunca insanlar, eksikliklerine rağmen yine de turizm işine girmişler. Yetişmiş eleman bulamama, işletmecilik özellikle pansiyon irisi yerlerin en büyük problemi olmuş durumda.

Mehmet Bey ise bölgenin ilk ve en eski tesisi olduğu için, telefonu sürekli çalıyor. O da kendisine odanın özelliğini soran müşteriye bir keresinde, “Odayı ne yapacaksın! Sen denizi sor” diye cevap verdiğini anlatıyor. Mehmet Bey için her şeyden önce müşteri memnuniyeti geliyor. “Bir memnun müşteri bin müşteri demektir” sözünü kendine düstur edinmiş.

Aslında söylediği bir atasözü her şeyi özetliyor. “Sen pekmezi iyi yap, sinek Bağdat’tan gelir”.

Meyve ağaçlarının arasında kalmak ister misiniz!