Zonguldak iline bağlı Safranbolu ilçesinin merkez köylerinden biri olan Yörük Köyü, Safranbolu'nun 20 kilometre doğusunda yer alıyor.
140 haneli köyün iç ve dış mimari zenginlikleri bölgeyi ziyaret eden turistlerin de önemli duraklarından birini oluşturuyor.
Yörük Köyü'nün kuruluş hikayesi şöyle;
Hüseyin - Hacı - Davut isimli üç kardeşin yönetimindeki yörük aşireti, Orta Asya'dan dağılan Oğuz Türkleri'nin Karakeçili aşiret kollarından biri. Üç kardeşin en büyüğü Hacı Hüseyin ve beraberindekiler, bugünkü Yörük Köyü'nün orta mahallesinde Hafız Pınarı olarak bilinen , halk arasında "Çökün" ismiyle anılan alana çadırlarını kurup yerleşmişler.
Hayvancılıkla uğraşan yörüklere zamanla meralar yetmez olmuş. Kardeşlerin ikincisi Hacı grubuyla, "Hacılar Obası köyü"nü, üçüncü kardeş de, "Davut Obası Köyü"nü kurmuşlar...
Yörük köyleri, 250 sene göçer olarak çadırlarda yaşama devam etseler de, Osmanlı devletinin yerleşik düzeni zorlamasıyla, köyler oluşmuş. 750 yıllık geçmişe sahip Yörük Köyü'nde en eski ev 450, en yeni ev ise 90 senelik. 450 yılık Obabaşı evi, Odabaşgil olarak isim değiştirerek gelmiş ve halen en eski ev olma ünvanına sahip.
Aşı boyası, çivit mavisi, tahini gibi renklerle boyanmış evlrde ahşap doğramalar, kapaklar, torbalalı parmaklıklar, sürme kafesler ilk bakışta dikkati çeken özellikler. 150- 200 yılllık evlerde, iç süslemelere duvar ve tavan kaplamalarına da oldukça özen gösterilmiş.
Uğura inanan Yörük köyü sakinleri, evlerinin saçak uçlarına eskiden vurdukları geyiklerin boynuzlarını da asmışlar.2 - 3 hatta 4 katlı inşa edilen Yörük Köyüevlerinde alt kat ahır olarak kullanılmış.
Giriş kısmında ise, evin kileri, bahçesinde kuyusu bulunuyor. Üst katlar ise oturma amaçlı odalara ayrılıyor.Pencereler kafesli, pancurlu, kapılar ise birbirinden ilginç ve estetik kilitlerle süsleniyor.
TOKMAKLAR VE KİLİTLER
Kapı kilidinin anahtar deliği yayınında bir mandal bulunuyor. Bu mandal yukarı hareketle birinci kilidi açıyor. Elle çekilince ikinci kilit kaldırılıyor. Üçüncü kilit de anahtarla açılıyor. Kapı tokmakları haber ve mesaj vermek için kullanılıyor. Tokmaklara bağlı ip ve bezlerin değişik anlamı var. Tokmaktan tokmağa dolanan ip, aşağı sarkıyorsa ev sahibi anlamını taşıyor.
Tamamı açık hava müzesi olan köyün çok pencereli, ferah yapılara arasında Sipahioğlu Konağı ve misafirhanesi, Yukarı mahallede Hacı Kavas ve Bekir Efendi Evleri, Muratoğlu Konağı, Cebecioğlu Konağı, Aşağı mahalle, Ahşap Camii, İbrahim Çağlayan hanesi, Kaymakçıoğlu Konağı, mimarisi ile dikkat çeken eserler arasında sayılıyor.
1879 yılında yapılıp 1996 yılında onarım gören şimdiki sanat galerisi olarak kullanılan "Genel Çamaşırhane", çeşme ve tarihi mezarlığı, köyün sırtını dayadığı tepelerde bulunan mağaralar, Kastamonu - Safranbolu yolu üzerinde bulunan 30 metre çapında ve 37 derece sıcaklıktaki suya sahip, etrafı ağaçlarla çevrili piknik yeri olarak kullanılan doğal havuz, görülebilecek diğer yerlerden bazılarını oluşturuyor.