Ayvalık, Ege ve Akdeniz'in en zengin yemek ve meze çeşitlerine sahip bölgesi. Özellikle yöresel otlardan yapılan ve meze ve salatalar bölgeye has özellikler taşıyor.
Cunda Adası'nda hemen her yıl yeni yemek yenilecek yerler açılıyor. Bir zamanlar sadece sahilde lokantaların bulunduğu adada, son bir kaç yıldır, arkalarda bulunan ara sokaklarda, meydanlarda da yeni lokantalar hizmek veriyor. Bunlar arasında seçim yapmak gerçekten zor. Her birinde yöreye özgü yiyecekleri, mezeleri bulma imkanınız var.
Temmuz ayında İstifno başlarken, hindibağ, sarmısak, zeytinyağı, limon soslu radika otumasaların birinci sırada yer alan mezesi. Çıplak adalardan getirilen taze börülce, çevre köylerde yetiştirilen enginar, patlıcan salata, yaprak sarmalar Ayvalık'ın ünlü has zeytinyağı ile, daha da lezzetleniyor.
Çiçekyağı yerine has zeytinyağında kızartılan balık unutulmaz lezzetlere bürünüyor.
Alibey Adası'nın çevresinde gerek balık, gerekse kabuklu su ürünleri üreten birçok çiftlik yer alıyor.
Midye Akdeniz'den tuzlu suda büyüyüp serpilemediği için, az tuzlu olan Ege'de midye üretme ve arıtma tesislerinde işlenebiliyor. Kabuklu deniz ürünleri arasında bir tür midye olan"Akivadis" de Cunda Adası'ndan çıkıyor.
AŞÇILARIN GÖZDESİ AKİVADİS'İN YAPIMI!
Deniz ürünü kabuklu Akivadisler, tavada domates, biber, mantar ve baharat ilavesi ile hazırlanıyor. Ocaktan alınmadan önce içine bir tek viski dökülüp alevlendirilen meze oyalayıcı geniş şekliyle, farklı lezzetlere sahip oldukları için damak zevkine düşkün olanlarca tercih ediliyor. Kaşarlı istiridye, midye, kidonya, tarak, ayvada değişik pişirim şekilleri ve ilavelerle menüde yer alıyor.
Yörenin balıkları arasında,çiftlikte üretilen veya daha farklı fiyatla vahşi deniz çipurası, levrek aranan balıklar. Barbunya, sinarit, ispari gibi çeşitleri de var.
Artur Restoran, levrek veya iri sinaritten tuzda pişirdikleri balıkları, fırından kalıp halinde çıkarıp, maytaplarla masaya getiriyor. Konukların önünde de çekiçle kırıp servis yapıyorlar.
İskele'de bulunan mezeleriyle ünlü Deniz Restaurant da, bir başka lezzet durağı. Gerçekten her türlü mezeyi ağzınıza layık hazırlıyorlar.
Özellikle deniz ürünü levrek ya da çipura bulabilirseniz mutlaka tadına bakın. Yemek sonunda müssesenin ikramı!" olarak Lor tatlısı ikram ediyorlar. Tadına bakın. Beğeneceksiniz...
Cunda Adası'nda özel olarak yiyecekleriniz arasında Papalina isimli, sardalyanın ufağı balıklar var. Yöreye özgü. Haziran ayı sonunda başlayan ve sardalyanın küçüğü olan "Papalina", tekir dolması, ahtapot salatası, paçası, güveci, kalamar tava, hamsi, turşu sardalya, karides, sübye, midye salatası, deniz kestanesi gibi lezzetlerle donanan sofralar, bölgeyi sofra kültüründe ve damak zevkinde farklı kılıyor.
SABAH KAHVALTISINDA TOSTUN TADINA DOYAMAYACAKSINIZ!
Sabah kahvaltısında hemen her gün, zeytin, peynir, reçel ve bal sofralarımızın değişmez menüsüdür. Ancak buna Alibey Adası'nda veda edin. Çünkü burada Ayvalık ya da Ada tostu var. Bu tostu da yiyecekseniz bir zamanlar bunun ilk adresi Taşkahve'nin hemen yanında yer alan"Dedem" den yani Hıdır Tekinoğlu'nun büfesiydi.
Burayı bir zamanlar, seyyar tost dükkanını, 20 yıl boyunca babası Hüseyin Ekiroğlu işletmiş. Ama hayata veda edince işin başına 3 yıl önce oğlu geçmiş. O da tıpkı babası gibi her tostu büyük bir özenle ve lezzetle hazırlıyordu.Ancak günümüzde kendisi de vefat edince, aile yakınları Taş Kahve'nin hemen yanında açtıkları büfede hem adını yaşatıyorlar hem de bu tostu tatma şansını sunuyorlar.
Tostun özelliği ise ekmeği. Bu ekmeği Ayvalık'ta Çamlıbel Tost Fırını yapıyor. Başka bir şey de yapmışormuş yıllardır. Lezzet her zaman aynı. Ufalanmayan lezzetli ekmeğin içine, İzmir'den getirilen peynirler konuluyor.
Adaya gittiğinizde bir sabah kahvaltınızı bu tostla yapın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.
TAŞ KAHVE
Adada güne başlama için en iyi yer, Taş Kahve. Ya pastahaneden ya da kahvenin hemen yanında bulunan Dedem tostçusundan alacağınız tostlarla burada güne başlıyorsunuz.
Kahvenin sabah erken saatlerden itibaren gün boyunca müşterileri neredeyse aynı. Özellikle sabahları, saat 09.00'da her gün kahvesini içmeye gelen yaşlı Rum teyzeyi seyretmek bile sizi günlük telaşlarınızdan alacak. Kahvenin garsonu ile "bugün erken geldim, yok geç geldin" tartışmasını başka bir yerde izlemek bile, bambaşka bir dünyada olduğuzu, hatırlatıyor. Bir zamanlar büyük şehirlerde de yaşanan hemen herkesin birbirini tanıdığı, postacınının, bakkalın arkadaş olduğu günlerin hâlâ kaybolmadığını burada yeniden yaşıyorsunuz büyük bir şaşkınlıkla...
Müşteriler ile kahve sahipleri arasında dostluk, arkadaşlık oluşmuş. En yeni temiz giysilerini giyen yaşlı kadın, denizi seyrederek güne başlıyor. Bir yandan da sabah kahvesini içiyor.
Diğer masada ise, adanın bir başka yaşlısı Robrok isimli 95 yaşında olduğu söylenin kişi oturuyor. O da bir zamanlar adanın berberi imiş. Şimdi adanın en iyi otellerinden Artur ailesinin.
KİM ADALI, KİM YABANCI NASIL ANLAŞILIR!
Adalılar kendi aralarında, kahvede oturanların gerçek Alibey Adalı olup olmadığını şöyle anlıyorlarmış...
Eğer deniz kenarında kahvede oturan biri sırtını denize dönüp geleni geçeni seyrediyorsa bu mutlaka adalıdır diyorlar kendi aralarında. Buraya gezmeye, tatil için gelenler ise, yıl boyunca özlemini duydukları denize dönerek oturdukları için hemen tanınıyormuş.
ÇİFTE KAVRULMUŞ LOKMA...
Bir başka ada tadı ise, çifte kavrulmuş lokma. Özellikle İskele Caddesi'nin başında bulunan Ada pastanesinin önünde, bu lokmanın tadına bakmak için insanlar kuyruk oluyor.
Gerçek çifte kavrulmuş lokmalar gözünüzün önünde keyifle hazırlanıyor. Üstüne tarçını kıvamında serpiliyor. Ve ağzınıza aldığınız anda, ne demek istediğimi daha iyi anlıyorsunuz.
Bir çok yerde yediğim lokmanın hiç bir şey demek olduğunu, bu lokmayı yiyince daha iyi anladım.
Bunlar da anlaşılacağı gibi ada, uzun yaşamanın en önemli duraklarından biri. Nasıl olmasın ki. Tertemiz havası, oksijen kürüne girmiş gibi hissettiriyor insanı.
Denizi bir başka güzel. Sahilin dinginliği, insanların hayatın günlük koşturmacalarına verdiği ara, sizi de bir anda günlük stresten uzaklaştırıyor.
Bir kaç günlüğüne de olsa, bambaşka bir yaşama uyum sağlıyorsunuz.
Taş kahvenin içi eskisi gibi...